15 Haziran 2011 Çarşamba

Un Chıen Andalou-Endülüs Köpeği Gerçeküstücülük Ve Gerceküstücüler

UN CHIEN ANDALOU-ENDÜLÜS KÖPEĞİ

GERÇEKÜSTÜCÜLÜK VE GERCEKÜSTÜCÜLER

Film iki düşün bir araya gelmesinden oluşmaktaydı. Dali’ye yaptığı bir ziyarette, rüyasında; ayı kesen ince uzun bir bulutla [filmde de ince bir bulut ayın tam ortasından geçmektedir], bir gözü kesen ustura gördüğünü anlatır Bunuel. Bunun üzerine Dali'de: bir gece rüyasında karıncalarla dolu bir el gördüğünü anlatır ve şöyle der: "Bu düşlerden yola çıkarak bir film yapsak nasıl olur ?" ilk etapta Bunuel bu fikre yanaşmasa da sonrasında işe koyulurlar.

Çok kısa bir sürede yazarlar senaryoyu, neredeyse bir hafta bile sürmez. Senaryoyu oluşturmaya karar verdiklerinde basit diye niteledikleri bir takım kurallar getirirler; psikolojik, kültürel ve de mantıksal hiçbir açıklamaya meydan vermeyecek düşünce ve görüntüleri benimsemek gibi. Usa aykırı her düşünceye açık olmak esas alınırken nedeni hiç araştırmadan sadece ilgilerini uyandıran ve kendilerini şaşırtabilecek görüntüleri benimserler.

Senaryo üzerinde çalıştıkları süreç içerisinde asla anlaşmazlığa düşmediklerini anlatıyor Bunuel, bir fikre birimiz karşı çıkarsa doğruluğunu algıladığımıza olan inançtan olsa gerek hemen onu iptal ediyorduk ve bunun aksine de ikimizin hemfikir olduğu yerleri de hemen senaryoya alıp tam bir özdeşine sergiliyorduk diyerek aktarıyor yazılım dönemini. Tabi ki senaryoyu bitirdikleri vakit fark ettikleri ilk şey bunu kimsenin asla kabul etmeyeceği düşüncesi oluyor. Ve Bunuel bu kesinlik üzerine filmi tamamen kendisi yapmaya karar verip annesinden para istemeye koyuluyor ve nihayetinde de -noterin devreye girmesiyle de olsa- film için gereken parayı alıyor. Onbeş günde çekimi bitecek olan bu film için Bunuel. Paris'te Billancourt Stüdyoları ile anlaşıp; kameraman-ı Duverger ve Batcheff & Simon Mareı/il adlı oyuncuları ile filmini kotarır.

Filmin çekimi esnasında platoda toplasan 6–7 kişi kadardık diyor yönetmen ve dahası oyunular dahil kimse ne yapacağını bilmiyordu. Verdiği direktifler gerçektende filmin gideceği yeri gösteren cümlelerden oluşuyor; "Wdgner*i dinlediğini düşünerek camdan dışarı bak'" gibi. Fakat camdan bakan sadece bakıyor: çünkü nereye ve niye baktığını bilmiyor. Çekim notlarına kameramanı ile olan uyumunu da ekliyor Luis Bunuel.

Olayın diğer kahramanı Dali elbet; çekimlerin son dört gününe yetişebilen Dali. Bunuel'in aktarısıyla: "tüm zamanını derisi saman doldurulmuş eşek kafataslarının gözlerine zift doldurarak geçiriyor "

Filmin kurgusunun bitip ne yapılacağı üzerine düşündükleri dönemde -bir yandan da filmi bazı gözlerden kaçırmaya çalışmaktadırlar- Man Ray ile tanışır Bunuel. Ve Ray'in aracılığıyla gerçeküstücülüğün ünlü kalemlerinden biri olacak Aragon ile tanışır. Bu samimiyetin ardından Ray ve Aragon, filmi Ursulines Stüdyolarımda görümler. Her ikisi de film için bir ilk gösterim gecesi hazırlamak gerektiği fikrini öne sürerler.

Sadece gerçeküstücü sinema için değil gerçeküstücülüğün tümü için o zamanlar şu yorumu -açıklamayı- yapar Luis Bunuel: "Amerika, Almanya, İspanya, Yugoslavya gibi çeşitli yelerde yaşayan ve daha birbirlerinden haberi olmadan aynı akıldışı ve içgüdüsel anlatımı benimsemiş insanların uyduğu bir tür çağrı oldu gerçeküstücülük. Bu sözcüğü daha hiç duymadan, İspanya'da yayımlamış olduğum şiirler, bizleri Paris'e çeken bu çağrının bir belirtisi idi. Aynı şekilde, Dali ile beraber Endülüs Köpeği 'nin senaıyosu üzerinde çalışırken, kendiliğinden oluşuveren bir yazı türü kullanıyor, farkında olmadan gerçeküstücü anlayışı benimsemiş oluyorduk"

Bu noktada film bir özellik daha kazanacak ve gerçeküstücüleri Blanche Meydan7'nda Cyrano Cafe'de bir araya getirecekti. Bu diğer yandan Bunuel'in Ray ve Aragon'u saymaz isek ilk defa akım üyeleriyle tanışması demekti. Bu toplantıda bulunanlar arasında: Max Ernst, Andre Breton, Paul Eluard, Tristan Tzara, Rene Char, Pierre Unik, Tanguy, Jean Arp, Mencime Alexandre, Magritte yer alıyordu.

Filmin ilk gösterimi için ücretli davetiyeler hazırlanır ve Paris'in seçkin isimleri Ursulines Stüdyoları’nda bir araya gelir. İzleyiciler arasında gerçekten de sıkı isimler vardır; Picasso, Le Corbusier, Cocteau, Christian Berard, Georges Auric gibi. Bunu dışında tüm gerçeküstücü bireyler tam kadro oradadırlar. Bunuel filmin somaki çoğaltanlarında perde ve ekrana da yansıyacak olan şu müthiş cümleyi kuracaktır: "Başarısızlığa uğramam halinde, izleyicilere fırlatmak için tüm ceplerimi çakıl taşlarıyla doldurmuştum." Bunu desteklemek içinde şu cümleleri kurar yönetmen: "Dulac'ın Artaud'nun senaryosundan yola çıkarak yaptığı La Cocjuille et le Clergyman filmi izleyici yuhalamıştı; oysa benim hoşuma gitmişti. Ben kendimi bundan da kötüsüne hazırlamıştım." Ama çakıl taşlarına gerek olmayacaktı, hem de hiç; salondan gelen tek ses ardı arkası kesilmeyen alkış ve ıslık sesleridir.

Bunun sonrsında yönetmen kesin bir şekilde gurubun içindedir ve Breton'un evinde yapılan toplantılara katılmaktadır. Un Chien Andalou'ya dönelim; film. ilk gösterimi ardından Stüdyo 28 tarafından satın alınır. Bu nokta neredeyse yönetmenin yaşamının sonuna dek sürecek olan tehdit ve hakaretleri de başlatmış olacaktı zira ilk gösterimlerden hemen sonraki film çok uzun afişte kalmış ve iyi hâsılat getirmişti- insanlar karakollara başvurup: "Bu vahşet saçan edepsiz filini yasaklamanız gerekir" şeklinde rahatsızlıklarım dile getirmişlerdi. Gösterimlerin biri esnasında filmle alakalı mıdır bilinmez ama hamile bir kadın düşük yapar, bu malzeme olarak kullanılmak istense de film yasaklanmaz.

Kaynak: ŞENOL ERDOĞAN (AVANT-GARDE SİNEMA ÜZERİNE)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder